750.00 ₺ ve Üzeri Alışverişlerinizde Kargo Bedava!
Hac Nedir?
Buradasınız: Anasayfa / Blog
5 Eylül 2019, Perşembe
Hac Nedir?
İbrahimî mirasın izinde; tavaf, sa‘y, vakfe ve kurbanla kulun Rabbine “Lebbeyk” deyişidir. Hacc-ı mebrûrun karşılığı cennet, meyvesi takvadır.
Hac Nedir?

Hac, İslâm’ın beş temel esasından biridir; imkânı ve gücü yeten mümine ömürde bir kez farz kılınmış büyük bir ibadettir. “İstitaat” denilen bu imkân; bedenen yolculuğa elverişli olmayı, mali gücü ve yol güvenliğini içerir. Hac, yalnızca bir seyahat değil, kulun Rabbine “Lebbeyk Allâhumme Lebbeyk!” diyerek teslimiyetini yenilediği, hayatı boyunca taşıyacağı bir tecdid-i ahd (söz yenileme) anıdır.

Menasik (hac ritüelleri) ihramla başlar. İhram, dünyaya ait farklılıkları çıkarıp atmak, beyaz iki parça bezle Allah huzurunda eşitlenmektir; faniliği, kefeni ve tevazuyu hatırlatır. Kâbe’nin tavafı, kalbin ve hayatın merkezine yalnız Allah’ı koymanın sembolüdür: Mümin, Rabbi’nin evi etrafında dönerken içindeki putları kırmaya azmettiğini ilan eder. Safâ ile Merve arasında sa‘y, Hacer validemizin sabrını, tevekkülünü ve ana yüreğinin duasını bugüne taşır; kul, “koşmam gereken yön bellidir” diyerek nefsini disipline eder.

Zilhicce’nin belirli günlerinde Arafat’ta vakfe, haccın zirvesidir. “Hac Arafat’tır” buyruğunun sırrıyla, mahşer sabahının bir provası yaşanır: Diller yakarışla, gözler yaşla, kalpler tevbe ile dolar. Müzdelife’de geceyi geçirip kalbi sükûnete erdiren kul, Mina’da şeytan taşlayarak nefsin, vesvesenin ve günaha çağıran her odakla bağını taş taş koparmaya niyet eder. Kurban, İbrahimî teslimiyete imzadır; “Rızân için veriyorum ya Rab!” diyerek sahip olduklarını Allah yolunda fedaya hazır olduğunun nişanesidir. Tıraş veya kısaltma ile bir devre kapanır; ziyaret tavafı ve vedâ tavafı, kulun bu büyük misafirliği edeble tamamlayışıdır.

Haccın derin manası, tevhidin (birlemenin) ruhudur: Irk, dil, makam, servet farkları erir; omuz omuza, omuzda aynı ihram… Kibir sökülür, kalp yumuşar, kul hakkından sakınmanın, helâl lokmanın, affetmenin bereketi anlaşılır. Hacc-ı mebrûrun (kabul olunan haccın) karşılığı cennettir; bu müjde, ibadetin ihlas, edep ve sünnete uygunlukla yapılmasını gerektirir. Bu yüzden hac yolcusu, yola çıkmadan önce helâlleşir, borçlarını düzenler, niyetini halis kılar; yol boyunca sabır, şükür ve güzel ahlâkı kendine mihver edinir.

Fıkhî mezhepler arasında uygulama ayrıntıları (ifrad, temettu, kıran; tahallül, tertip, ceza ve kefâretler) bulunsa da ortak payda, haccın kul ile Rabbi arasındaki ahdi tazelemesi, günahlardan arındırması ve takvayı derinleştirmesidir. Haccın ruhu, yalnız Mekke ve Medine günleriyle sınırlı kalmamalı; dönüşte namazın tadili, kul hakkına hassasiyet, dilin temizliği, merhamet ve infakla hayatın her alanına yayılmalıdır.

Özetle hac, İbrahimî mirasın izinde, kalbi tevhid üzere yeniden inşa eden büyük bir seferdir: Niyetle başlar, teslimiyetle yürür, takvayla taçlanır. Kul, Beytullah’ın gölgesinde Rabbine yaklaşır; Arafat’ta gözyaşıyla, Mina’da azimle, Kâbe’nin etrafında muhabbetle “Ben geldim ya Rab!” der.

Detaylı Bilgi İçin Bizi Arayın